Geçmişten geleceğe....

7 Kasım 2010 Pazar

AKA-DER DE HEMŞİN ETKİNLİĞİ



Anadolu Kültür Araştırma Derneği Kızılay Şube Kültür ve Tarih Komisyonu 30 Ekim Cumartesi günü dernek binasında bir Hemşin etkinliği gerçekleştirdi. Komisyonun deyişiyle: “Etkinlik hem Hemşin halkını daha yakından tanımak hem de halkların kendi kültürlerine sahip çıkma çabalarına destek olma sorumluluğuyla gerçekleştirildi.” Etkinliğin her yönüyle Hemşin kültürünü bir parça tanıtması hedeflenmişti. Etkinlik halkın giydiği kıyafetler, kullandıkları kap kacaklar, yemekleri ve fotoğrafların gösterildiği serginin gezilmesiyle başladı.

Daha sonra saat 18 de panele geçildi.

Panelde ilk olarak dernek yetkilisi ve panel moderatörü Nursel Güvendir böyle bir etkinliğe neden ihtiyaç duyduklarını şu sözlerle açıkladı: “Yüzyıllardır bir çok farklı kültüre ev sahipliği yapan Anadolu da , yok sayılan , inkar edilen, birbirine düşürülen, gerektiğinde ise katledilen halkların, en birincil hakları olan inkara karşı gelme haklarına destek olmak, kültürlerini yaşatabilmelerine katkıda bulunmak gerektiğine inanıyor ve her türlü asimilasyon ve tek tipleştirilmeye karşı birlik ve beraberlik duygularının geliştirilebilmesi için, halkların tarihlerinin ve kültürlerinin araştırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu anlamıyla Karadeniz ‘deki kültürel zenginlik birçok açıdan önemli ve dikkat çekicidir.” Panel moderatörü Nursel Güvendir daha sonra: Karadeniz denilince akla ilk gelen halk genelde Lazlardır. Fakat Lazlarda, sadece farklı bir şiveyle konuşan, esprili neşeli insanlar olarak tanınırlar. Farklı bir dilleri farklı kültürel değerleri olduğu pek bilinmez. Oysaki Karadenizde çok iyi tanınmayan Lazlarla beraber Gürcüler, Rumlar, Pontuslar, Hemşinliler vb. bir arada yaşarlar. Bu halkların hepsinin de ayrı birer dilleri ve farklı kültürel yapıları vardır.”dedi.

Konuşmacılardan ilk söz alan Hopa’ da yayımlanan Biryaşam dergisinin genel yayın yönetmeni Cemil Aksu oldu. Cemil Aksu Hemşinlilerle ilgili yapılmış araştırmalar ve yazılı kaynakların neler olduğunu anlattı ve bu araştırmaların ve kaynakların oldukça sınırlı olduğuna vurgu yaptı. Kaynaklar içinde bazılarının resmi tarih tezini savunduğunu belirten Aksu, “güvenilir kaynak sıkıntısı” olduğunu belirtti. Hemşin tarihi ile ilgili araştırmalar içinde Levon Haçikyan’ ın yazdığı ‘Hemşin Gizemi’ adlı kitabın özel bir önemi olduğunu belirten Cemil Aksu, konuyla ilgili Hemşinlilerin kendilerinin araştırmalar yapması gerektiğini, özellikle sözlü tarih çalışmalarının çok önemli olduğunu vurguladı. Bu etkinliği Hemşinlilerin değil de sosyalist bir kuruluşun yapmış olmasının da çok önemli olduğunu vurgulayan Aksu: “Hemşinliler içinde kimliklerine sahip çıkma eğiliminin sosyalist kimlikli insanlarda daha güçlü” olduğunu belirtti. Çalışmalarının Halkların kardeşliği zemininde olması gerektiğini milliyetçiliğe asla prim vermemek gerektiğini belirten Aksu dan sonra Mahir Özkan söz aldı.

Mahir Özkan, Hemşin bölgesinin tarihsel olarak nereleri kapsadığını, Hemşin tarihinin resmi ve gayri resmi versiyonlarını anlatarak başladığı konuşmasında: “Fahrettin Kırzıoğlu’ nun önceden sonuçları belirlenmiş araştırmalarının bilimsel nitelikten yoksun olduklarını ve resmi tezi savunan herkesin ona sarıldığını” belirtti. K. Koch’ un seyahatnamesinin çevirisinden de söz eden Özkan, bu çeviri de bazı tahrifatların yapıldığını Rudiger Benighause’ un tespit ettiğini belirtti. Daha sonra Hemşinlilerin bugünkü durumu hakkında bilgiler veren Özkan: “Hemşinlilerin üç grupta toplandığını bu grupların, doğu Hemşinliler, batı Hemşinliler ve kuzey Hemşinliler olduğunu belirtti. Daha sonra bu grupların coğrafi dağılımlarından söz ederek, Doğu Hemşinlileri, hemşince konuşan Müslüman, batı Hemşinlileri Türkçe konuşan ancak dillerinin içinde beş yüz den fazla hemşince kelimeyi korumuş Müslüman, kuzey Hemşinlileri ise hemşince konuşan ve hristiyan topluluklar olarak tanımladı. Konuşmasının son bölümünde Hemşin dili hakkında bilgi veren Mahir Özkan: “Hemşin dili ile ilgili bugüne kadar yapılmış araştırmaların bu dilin açıkça Ermenicenin bir lehçesi olduğunu gösterdiğini” belirtti.

Mahir Özkan dan sonra söz alan Uğur Biryol, Hopa Hemşin ve Çamlıhemşin arasındaki farklardan Hemşinlilerin ekonomik yapılarından ve pastacılık geçmişlerinden söz ederek, dilin Çamlıhemşin’ de kaybedilmiş olmasına rağmen güçlü

bir kimlik bilincinin varlığını koruduğunu” belirtti. Hopa Hemşinlileriyle kopmuş olan bağların son zamanlarda tekrar kurulmasının sevindirici olduğunu belirten Biryol, kendisini dil haricinde, sevinçler, coşkular, halk oyunları, ezgiler vb. açısından baktığında Hopa Hemşinden farklı hissetmediğini belirtti.

Son olarak söz alan Harun Aksu ise kendi kültürüyle ilgili derlemeler yapmaya nasıl ve neden başladığını anlattı. İlkokula gidene kadar Türkçe bilmediğini belirten Aksu okulda Türkleştiğini, şimdi yaptığı çalışmaların sonucu olarak Hemşinlileştiğini belirtti. İlerde ne olacağımı da bilemem diyen Harun Aksu: “Ermeni olma ihtimalinin Hemşinlilerde yarattığı korku kültürünün sonucu olarak kimlik inkarının geliştiğini vurguladı. Konuşmasının kalan bölümünde Hemşin geleneklerine ve batıl inançlarına ait örnekler vererek bir çok kişinin daha önce beklide hiç duymadıkları bir kültürü tanımalarına yardımcı oldu.

Soru cevap bölümünde özellikle Pazar Hemşin’den olduğunu belirten bir dinleyicinin Ermeni olma ihtimali yüzünden artık korkmamak gerektiğini söylemesi ve kendi kimliğinin ne olduğunu hiçbir önyargıya sahip olmadan gerçekten merak ettiğini belirtmesi çok anlamlıydı.

Panel, Bekir Kilerci’nin Kimlik Kartı Şiirinin son kıtasının okunmasıyla son buldu. “ Ve karanlıklar senaryosunu parçaladığımızda / bütün şarkılarda/ kendi dilinde / şu nakarat dillenir/ BÜTÜN HALKLAR KARDEŞTİR”

Panelin ardından Harun Aksunun kavalla Hemşin ezgileri dinletisi ve Hemşinli olsun olmasın konukların tulum eşliğinde horon oynaması etkinliğe renk kattı.