Geçmişten geleceğe....

23 Kasım 2010 Salı

Doğu Karadeniz’de Resmi İdeolojiler Kuşatması / Ali İhsan Aksamaz


“Dr. Fahrettin Kırzıoğlu’nun Lazlar/Çanarlar başlıklı makalesinin fotokopisi 1992’de elime geçmişti; o sırada günlük olarak yayımlanmakta olan Aydınlık gazetesinin arşivinde çalışan bir arkadaşım bana ulaştırmıştı. Dr. Kırzıoğlu’nun Lazlar/Çanarlar başlıklı makalesi, daha doğrusu 1972’de 7.Türk Tarih Kongresi’ne sunduğu tebliği üzerinde kısaca durmak istiyorum. Bu makalenin yayımlanmasının üzerinden yaklaşık olarak çeyrek yüzyılı aşkın bir süre geçmiş. Bu zaman içinde söz konusu bu makale çeşitli yazarlar tarafından kaynak olarak görülüp kullanılmış; bazen tırnak içinde bazen özetlenerek aktarılıp durmuş. Ben de Soğuk Savaş yıllarının ürünü bu makaleden ve yazarının diğer çalışmalarından şöyle veya böyle istifade ettiğimi belirtmeliyim.

Otuz yılı aşkın bir zamandır ortalıkta dolaşan bu makale hakkında pek ciddiye alınmamış ki, Türkiye’den tek bir kişinin kaleme aldığı tek bir satır eleştiriye bugüne kadar rastlamadım. Bununla beraber Türkiye’de yayımlanmış olan telif veya çeviri birkaç makalede Dr. Kırzıoğlu’nun adını anan ve Türkiye’deki resmi ideoloji ve resmi tarih tezlerinin yegane temsilcisi olduğunu ileri süren veya ima eden ve bu sebeple sadece kendisini eleştiren birkaç satıra tesadüf ettiğimi belirtmeliyim; bunlardan bazılarını aktarmak istiyorum.

Hayri Hayrioğlu, ‘Demagoji Uzmanları’ başlığını taşıyan makalesinde, ‘Öteden beri Gürcü Tarihi’ni, etnonomisini, tofonomisini tahrif ve saptırma hususunda uzmanlaşmış bazı isimler mevcuttu. F.Kırzıoğlu, H.Göktürk, M.A.Özder bunların başında geliyordu...’ diye yazıyor.

İmzasız olarak ‘Ogni Kültür Dergisi’nde yayımlanan başka bir makalede, Lazlar’ın Kimliği üzerine varolan tezler’ alt başlığı altında Lazlar’a yönelik üç resmi ideolojiye dikkat çekiliyor ve şöyle deniyor: a) Lazlar, Orta Asya’dan göç eden Türk boylarından biridir. (Resmi ideoloji). B) Lazlar, Rum Pontus İmparatorluğu’nun kalıntılarıdır... c) Lazlar, Gürcüler’in bir koludur. (Gürcü resmi ideolojisi)...’

Makalede ilk resmi ideooljiyle bağlantılı olarak Dr. Kırzıoğlu’nun adı da anılıyor: ‘Türkiye’de Güneş Dilve Tarih Tezi’ne dayanan, Anadolu’da yaşayan halkların Türk kökenli olduğunu iddia eden resmi ideolojiden Lazlar da nasibini almış ve tüm tarihi gerçekler çarpıtılarak Saka Türkleri’nin bir kolu olarak Türkleştirilmişlerdir. Bu tezin baş mimarı olan Erzurum Üniversitesi profesörlerinden Kırzıoğlu, resmi ideolojiyi savunan tüm sözde bilim adamları gibi bilimin temel ilkelerini bir kenara itip, hiçbir tarihi kaynak göstermeksizin, ya da birtakım belgeleri açlıktan çarpıtarak tezini ispatlamaya çalışmıştır. Bunun yanı sıra resmi ideolojiyi savunan tüm ‘Türk bilimcileri’nin kullandığı bilim dışı yöntemi o da kullanmaktadır. Bu yöntemin en belirgin özelliği, okuyucunun denetleyemeyeceği birçok tarihi kaynağı yorumlayarak sunmak ve iki dil arasında karşılaştırma yaparak ses benzerliği olan kelimelerin aynı kökten geldiğini ve bundan da aslında iki dilin akraba olduğunu, hatta aynı dil olduğunu ispatlamak. Bu yöntemle Afrika’da yaşayan bir kabile dili ile İngilizce’nin akrraba ya da aynı dil olduklarını ispatlamak mümkündür. Ancak bu ispatın bilimle uzaktan yakından ilgisi yoktur.’

Dr. Kırzıoğlu’nu eleştiren bir diğer kişi Wolfgang Feurstein, şunları yazıyor: ‘... Lazlar’ın kimliklerini yok etmek için, onları ırk ve etnik olarak Türk saydılar. Bu işle ilgilenmek üzere bir şovenist olan Erzurum Üniversitesi öğretim üyelerinden Fahrettin Kırzıoğlu’nu görevlendirdiler. Fahrettin Kırzıoğlu, yazı masasına oturarak, hemen azınlıklara birer Türk şeceresi çıkarıverdi. Kullanılan yöntem hep aynı idi: Kırzıoğlu, ilk önce okuyucuyu bir sürü tarihi halk tanımıyla gafil avlamakta daha sonra eski Türk kabileleriyle arasındaki ses benzerliğini arayarak, sözde tarihi alaşımına bir tutam da Müslümanlık katmakta. Ve bu kişi de kendini Türk Dili ve Tarihi araştırmacısı olarak nitelemekte. Şimdiye kadar Türkiye’de hiçbir kişi tarafından, tarih bu kadar kötü çarpıtılmamıştır...’

Dr. Kırzıoğlu’nun yazdıklarını ciddiye alıp da Türkiye’den eleştiren kimse bulunmamasına rağmen, dışarıdan birisinin bulunduğunu belirtmeliyim. Bu kişi İldiko Beller-Hann. İngilizce olarak kaleme aldığı (ve yakında Türkçe olarak da yayımlanacak olan) makalesinin Türkçe başlığı ‘Doğu Karadeniz Kıyısında Efsane ve Tarih.’ Bellér-Hann’ın söz konusu makalesi Central Asian Survey’in 1995/14 (4) nüshasında yayımlanmış.

Bellér-Hann şunları yazıyor: ‘Batı biliminin en iyi geleneklerine göre Laz Tarihi’ni incelemeye yönelik... girişimlere ilaveten, bu geleneklerin dışında iki çalışma, bu konu üzerinde keskin bir iddiaya sahiptir. Profesör M.Fahrettin Kırzıoğlu, kuzeydoğu Türkiye ve Kafkasya Tarihi üzerine 40 yıldır yazmaktadır. Onun çalışması yalnızca resmi ideolojiyi takviye etmiyor, böyle ideolojilerin, üzerine bina edilebilecek temeli sağlıyor.’ ”